merhaba
  Ana Sayfa
 
Bana güldüm sana öldüm süründüğüm dün gece Yıldız söndü mehtap döndü gece hükmü hal nice Sevdiğimdin sevdiğimsin bende bensin sevgili Süleyman'dan bir sır mıdır bu acaip bilmece Bana güldüm sana öldüm süründüğüm dün gece Aşk indinde heves oldum ak toprakla ovuldum Kalû Bela andım oldu bin melekle övüldüm Hesabına aklım ermez bulandığım yasağın İblis tutsun matemini cennetinden kovuldum Aşk indinde heves oldum ak toprakla ovuldum Gitmelerden gelmelerden bahaneler darası Yolum oldun çizgim oldun arş-ı âlâ arası Sen ki benim aklım oldun Hâkk doldurdun içimi Ben ki senin bedeninde onmaz Eyyub yarası Gitmelerden gelmelerden bahaneler darası Tül perdede kalbim iken volkan etti yakışın Sonra ruhum serinliği yağmur gibi akışın Ben yazımı uğurlarken şefkat dolu bağrına Haran oğlu Lut'ta kaldım Sedum oldu bakışın Tül perdede kalbim iken volkan etti yakışın Narin eller kement attı değdirmedim desteme Ağlamaklı nağmelerden söz katmadım besteme Baş eğmedim eğilmedim ta ki aşkın tahtında Lalelerim kan çağladı Zal'ın oğlu Rüstem'e Narin eller kement attı değdirmedim desteme İnce ince nazdan öte dağ eritir inadım Lutfet ey yâr hasretinde yıllar yılı kanadım Tutuşursun dokunamam uzatamam elimi Ba'lebek'te Elyas kahrım ateştendir kanadım İnce ince nazdan öte dağ eritir inadım İki elim şakağımda sözler ağdı masaya Odam sessiz ruhum sessiz bas yıldıza bas aya Geniş göğsüm Yahuda'da riya oldu Kudûs'e Ha ben sana ağlamışım ha Celile İsa'ya İki elim şakağımda sözler ağdı masaya Mısralarda anlam arar kah Sekendiz kah Zühal Saçlarına dokunmaya değmez miydi bin nihal Yalan mıyım gerçek miyim beni kimde unuttun Şah Cihan'da ilham oldu kalbimdeki Taç Mahal Mısralarda anlam arar kah Sekendiz kah Zühal Çınar dibi boğum boğum söndürürken güneşi Gölgesinde maşuk besler bulunmazdı bir eşi Kutuplara uğrak verdi han bildiğim seyirler Hicap duyar yetmiş körük Ergenekon Ateşi Çınar dibi boğum boğum söndürürken güneşi Aşk bağında türkülerim şarkılarım her telden Yalnız sana döner yüzüm nezaketim temelden Aklım mı ne fikrim mi ne yetişmez mi Paris'e Alem beni seyreylesin tırmanıp da Eyfel'den Aşk bağında türkülerim şarkılarım her telden Gülen yüzler gülen gözler sarmaş dolaş anında Suya yandı nice gönül kan kırmızı tanında Anlamsız mı kaldı ruhun bir arkadaş kıymeti Çatık kaşlı Yahya mıyım ey sevgili yanında Gülen yüzler gülen gözler sarmaş dolaş anında Kuytularda sızılardan bir akkora karıldım Gam kasavet itin olsun bin kılıçla yarıldım Kanım aktı canım aktı bir serkeşttim Babil'de Harut idim Marut idim günahıma sarıldım Kuytularda sızılardan bir akkora karıldım Fuzuli'nin hecesinde aruz oldu bir bela Pak bulağa ateş düştü güzellerde kör bela Anlatmaya çölde kumdur susuzluğum çağ kadar Bin Yezid'e bir başım var sensizliğim Kerbela Fuzuli'nin hecesinde aruz oldu bir bela Güzelliğin azatlığı kalbe sinmiş gözlerin Dalga dalga aşıp gitti kucağımdan sözlerin Kurban verdim kurban oldum Tanrı'nın o nuruna Sibirya'ya merhem oldu bana zindan közlerin Güzelliğin azatlığı kalbe sinmiş gözlerin Kime kalsın ne eyleyim bu dünyanın nesini Yere vurdum aşk külünü göğe çaldım isini Kıyametim senin idi gövde yaktım uğrunda Pence pençe koparmışım İsrafil'in sesini Kime kalsın ne eyleyim bu dünyanın nesini Ne bir öfke ne bir haset ne bir gayzdır meyilim Huzurunda sere serpe uzanmışım çiğilim Nil Nehri'nden taştı yaşım şahit olsun tüm Mısır Her gelişin Züleyha'dır ben ki Yusuf değilim Ne bir öfke ne bir haset ne bir gayzdır meyilim Koşuklarım okunurken gül goncası yüzüne Benden sana senden bana çağladığım gözüne Kollarında yorgan döşek mayıştığım zamanlar Titremekten hasım oldum Bilge Kağan sözüne Koşuklarım okunurken gül goncası yüzüne Serilsin de sarmaşıklar salkım saçak serilsin Sarmaş dolaş bağbanlara şen bahçeler verilsin Her Firavun Musası'nı sarayında büyütmüş Vur ey aşkım parça parça Kızıldeniz gerilsin Serilsin de sarmaşıklar salkım saçak serilsin Ateş düşmüş alaz almış kime ne ki zahmeti Zay olmuşum hiç olmuşum kim bilir ki rahmeti Ben ki sende sen olmuşum kırk kapıdan vazgeçtim Bir gülüşün unutturur Yesi nuru Ahmet'i Ateş düşmüş alaz almış kime ne ki zahmeti Hangi gövde hangi yürek kurt soluğu solurmuş Hangi cehil yaratılış bilgeliği bulurmuş Bez Kalesi kuşanmışım başım gökle uğraşta Kalksın Babek görsün beni isyan nasıl olurmuş Hangi gövde hangi yürek kurt soluğu solurmuş Çekme mihrim ışığını üzerimden el çekme Kırk bismillah günde ahım gecelerde birikme Timurlenk'te asab oldu Firdevsi'nin mezarı Zül sevdamın hoyratında savurduğum her tekme Çekme mihrim ışığını üzerimden el çekme Coğrafyası yasa vurmuş eyvah kimin ne haddi Arzu halim atlas atlas gözyaşımda tüm ceddi İlmin Çin'i alev alev aşkım akın tarihe Hanedanlar bilse beni dikilmezdi Çin Seddi Coğrafyası yasa vurmuş eyvah kimin ne haddi Kime kalmış kimde kalmış hangi mert ki dengimdir Bilemem ki bilemezsin hangi hazan rengimdir Ezel ebed ruhun olmuş yosun tutmaz kaynağım Kafkasya'yı yasa boğan aman vermez cengimdir Kime kalmış kimde kalmış hangi mert ki dengimdir Merhametin sırdaşımdı toz pembeler düşünde Kırılmışım mahvolmuşum zağlı çarkın dişinde Sende saklı her busemde tuzlar bastım yarama Bin Hızır'ı yolcu ettim yalnız senin peşinde Merhametin sırdaşımdı toz pembeler düşünde Kim derdi ki kor ağıdım okyanuslar taşırsın Kim derdi ki ılgıt ılgıt rüzgarları aşırsın Yedi iklim med cezirdi suskunluğum hapsinde Güzel dilim çağlasın da Tur-û Harun şaşırsın Kim derdi ki kor ağıdım okyanuslar taşırsın Süzülüşün salınışın benzer gölde kuğuya Dağdan dağa taştan taşa can koyduğum ahuya Neden niçin düşüneyim nerededir her seher Maturidi akıl yorsun senden gelen buğuya Süzülüşün salınışın benzer gölde kuğuya Sıcağında kor tenimde çürümeyen ten oldun Sırdaş oldun haldaş oldun her dem bende ben oldun Yaban eller savdı garkım Kürt zulmünde Kerkük'üm Ey sevgili hicran dolu Telafer'im sen oldun Sıcağında kor tenimde çürümeyen ten oldun Efkar sattım tesbihimde adımladım voltayı Gezdim durdum viran oldum taşa vurdum baltayı Uzandığım dizlerini Tanrıdağı kıskansın Nice idim nice oldum sende buldum Altay'ı Efkar sattım tesbihimde adımladım voltayı Bozulur mu tüm tılsımlar yazım olmuş yazıla Aşkın sarmış ak çehremi şafağıma kazıla Sabahlarım hançer ağzı bayram meşki Moskof'tan Kıyılmışım şimdi dönsün Kızıl Meydan kızıla Bozulur mu tüm tılsımlar yazım olmuş yazıla Uykularım bölük bölük meydan bulur kaçılır Gözlerim ki yalnız sende humar humar açılır Geçip giden dakikalar sensizliğin hışmında Baba-oğul uğraşında ne Bedirler saçılır Uykularım bölük bölük meydan bulur kaçılır Merhalesi aşılmış da ödülü can pazarda Beden beden satılmışım ruhum kalmış mezarda Sulak yeşil toprağındım ordu saldın Asya'dan Sen de ağla bulutlaşıp kabarmışım Hazar'da Merhalesi aşılmış da ödülü can pazarda Tavafında felek hasım çarkı durdu bahtından Tövbe basmam sırra kadem levh-i mahfuz ahtından Secdegahım Tanrım bilir gülzar ilmi gülünde Ben dünyamı sana kurdum Amine'nin tahtından Tavafında felek hasım çarkı durdu bahtından Dağılmışım körpe fidan sorularda yanıtı Heder olmuş söz cümbüşü kaderimdir kanıtı Kızıl deyip öldürdüler yanmış derim suç oldu Nefesim ki ayağında bir Özgürlük Anıtı Dağılmışım körpe fidan sorularda yanıtı Yalnız sende biter oldu artık bütün lisanlar Sende yalnız varlığını Kaf Dağı'na asanlar Mart zemheri tipisinde buza kesti tüm mevsim Baharını doğurmaya seni arar Nisan'lar Yalnız sende biter oldu artık bütün lisanlar Cümle varlık bütün alem yalnız senin methinde Bilirim ki karıncayım kainatın sathında Dönülmez bir seferdeyim Doksandokuz Ad ile Kurtbala'yım tek başıma yüreğinin fethinde Cümle varlık bütün alem yalnız senin methinde Hakan İlhan Kurt
 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol